-
1 katı cisim
phys Festkörper m -
2 katı cisim
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > katı cisim
-
3 katı cisim
n. solid -
4 katı cisim
solid body -
5 cisim
тело; предмет; вещество- akışkan cisim
- anizotropik cisim
- geometrik cisim
- katı cisim
- organik cisim
- sert cisim
- sıvı cisimİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > cisim
-
6 katı
густо́й* * *I1) твёрдый, жёсткийkatı toprak — твёрдая земля́
katı ve sulu gıdalar — твёрдая и жи́дкая пи́ща
2) перен. суро́вый, круто́й, ре́зкийkatı bir insan — суро́вый челове́к
katı önlemler — жёсткие ме́ры
katı yürekli — жестокосе́рдный, безжа́лостный
3) хим., физ. твёрдый; пло́тныйkatı cisim — твёрдое те́ло
••- katı söz- yumurta pişmiş yumurta II -
7 katı
Iпрям., перен. твёрдый, жёсткийkatı cisim — физ. твёрдое те́ло
IIkatı sessiz — лингв. твёрдый согла́сный
зоб (у птиц)III (-t'ı)а1) разры́в; разре́з2) прерыва́ние, прекраще́ние (связей и т. п.)3) мат. секу́щая4) мат. се́канс□
–ı katı etmek — а) ре́зать, руби́ть; б) прерыва́ть, прекраща́ть□
katıı alâka etmek или katıı münasebat etmek — прерва́ть связь (отноше́ния)□
katıı ümit etmek — теря́ть наде́жду, отча́иваться□
muharebeyi katı etmek — воен. выходи́ть из бо́я□
katıı rah etmek — пересека́ть (дорогу)◊
katıı mükafi — мат. пара́бола◊
katıı nakıs — мат. э́ллипс◊
katıı tarik — пересече́ние доро́г, перекрёсток◊
katıı zaıt — мат. гипе́рбола -
8 cisim
1) Körper mkatı bir \cisim ein fester Körper2) Objekt nt, Gegenstand muzaktaki \cisimlerin fotoğrafını çekmek weit entfernte Objekte fotografieren -
9 katı
-
10 solid body
kati cisim -
11 solid
adj. katı, sert, sağlam, metin, som, masif, güvenilir, tek parça, yekpare, birbirine bağlı, birlik olan, sağlam karakterli, tam, eksiksiz, bütün, kübik, cisimsel, mükemmel, türdeş, aynı türden, koyu————————n. katı cisim, üç boyutlu cisim, üç boyutluluk* * *1. katı 2. solid* * *['solid] 1. adjective1) (not easily changing shape; not in the form of liquid or gas: Water becomes solid when it freezes; solid substances.) katı2) (not hollow: The tyres of the earliest cars were solid.) içi dolu (olan)3) (firm and strongly made (and therefore sound and reliable): That's a solid piece of furniture; His argument is based on good solid facts/reasoning.) sağlam4) (completely made of one substance: This bracelet is made of solid gold; We dug till we reached solid rock.) yekpare, som5) (without breaks, gaps or flaws: The policemen formed themselves into a solid line; They are solid in their determination to strike.) tam, aralıksız6) (having height, breadth and width: A cube is a solid figure.) üç boyutlu7) (consecutive; without a pause: I've been working for six solid hours.) aralıksız, tam2. adverb(without interruption; continuously: She was working for six hours solid.) aralıksız olarak3. noun1) (a substance that is solid: Butter is a solid but milk is a liquid.) katı madde2) (a shape that has length, breadth and height.) üç boyutlu biçim•- solidify
- solidification
- solidity
- solidness
- solidly
- solid fuel -
12 твердое тело
sert cisim, katı cisimТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > твердое тело
-
13 solid
kati; içinde bosluk olmayan, içi dolu, dolma; siki, saglam, dayanikli, mazbut; araliksiz, kesintisiz, deliksiz; kaliteli, saglam, dayanikli; som; üç boyutlu; güvenilir, saglam; kati madde; kati yiyecek; üç boyutlu cisim -
14 solid angle
cisim açi, kati açi -
15 Körper
Körper <-s, -> ['kœrpɐ] m1) ( Leib) vücut, beden;er zitterte am ganzen \Körper ( vor Angst) bütün vücudu (tir tir) titredi; ( vor Kälte) bütün vücudu (zangır zangır) titredi [o titriyordu]2) ( Rumpf) gövde, cüsse3) phys cisim;ein fester/flüssiger/gasförmiger \Körper katı/sıvı/gaz hâlindeki cisim
См. также в других словарях:
cisim — is., smi, Ar. cism 1) Katı maddenin biçim almış durumu 2) Gövde, beden, vücut Yataktaki örtülü cisim dertop olmuş şeklini, hareketsizliğini muhafaza ediyor. R. H. Karay Birleşik Sözler basit cisim billur cisim gök cismi … Çağatay Osmanlı Sözlük
erimek — nsz 1) Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek Şeker suda erir. 2) Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. S. F. Abasıyanık 3) Dokumalar aşınıp incelerek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
koni — is., mat., Fr. cône 1) Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut 2) sf. Bu biçiminde olan 3) Çembersel bölge üzerindeki her noktanın çember düzlemi dışındaki bir nokta ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gök taşı — is., gök b. Gezegenlerin arasında hareket eden, tümüyle gaz durumuna geçmeden yeryüzüne ulaşan katı cisim, hava taşı, şimşek taşı, uzay taşı, meteor, meteor taşı, meteorit … Çağatay Osmanlı Sözlük
küremsi — sf. 1) Küreye benzeyen 2) is. Eğriliği azar azar değişen ve biçimi küreye yakın olan katı cisim … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarkaç — is., cı, fiz. Durağan bir nokta çevresinde ağırlığının etkisiyle salınım yapan hareketli katı cisim, rakkas, pandül … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEMAD — Cansız ve kurumuş olmak. * Yağmur yağmayan yer. * Sütü olmayan deve. * Donmuş, katı cisim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ergimek — nsz, fiz. Sıcaklığı artırılmak yoluyla bir cisim katı durumdan sıvı duruma geçmek, zeveban etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
süblimleşmek — nsz, kim. Bir cisim, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜCESSEMAT — (Mücesseme. C.) (Cisim. den) Katı nesneler, cisimler.* Geometrik cisimler. Üç boyutlu geometri cisimleri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük